İstanbul Manzara-i Umûmîyesi 1896

ÇERÇEVESİZ SATIŞTIR. ÇERÇEVELİ SATIN ALMAK İÇİN ÇERÇEVELİ OPSİYONU SEÇİNİZ!

İstanbul Manzara-i Umûmîyesi 1896

The Map Station olarak sizleri, tarihin büyülü duraklarından birine daha davet ediyoruz. 1896 yılında Otto Keil tarafından yayımlanan ve Reinhold Kuhn tarafından Berlin'de litografiye dökülen bu eşsiz harita bizleri, İstanbul'un göz alıcı detaylarını keşfetmeye çağırmaktadır.

John Hoffmann'ın imzasını taşıyan bu nadide eser, Fatih'ten Galata Kulesi'ne, Boğaziçi'nden Üsküdar'a kadar uzanan geniş bir panoramayı sunmaktadır.
 

• Poster 100x70 cm ebadındadır.
• 200 gram kuşe kağıda basılır.
• Baskılar dünya standartlarında harita çözünürlüğüne sahip, yüksek kalitede baskı makinalarımızda basılmaktadır.
• Yalnızca poster siparişi verilmesi halinde, özel harita tüplerinde kargoya teslim edilir.
• Çerçeveli tercihlerde ise hasar almamasını sağlayacak özel kolilerimizle kargoya teslim edilir.
• Çerçevelerimiz kaliteli ahşaptan, harita kullanımına özel üretilmektedir.
• Çerçeveli siparişlerde cam, mat olarak gönderilecektir.
• Kredi kartıyla güvenli ödeme gerçekleştirebilirsiniz.

Bu harita, İstanbul'un 19. yüzyıl sonlarındaki kozmopolit yapısını, kültürel zenginliklerini ve mimari güzelliklerini tüm detaylarıyla gözler önüne sermektedir. Her bir bina, yol ve yeşil alan, İstanbul'un tarihini ve kültürel mirasını yansıtıyor. Ancak bu eserin büyüsü yalnızca sunduğu manzarada değil, aynı zamanda şehri daha batılı bir perspektiften gösterme çabasında yatmaktadır.
Bu özel harita, dönemin büyük basımevi Reinhold Kuhn tarafından Berlin'de basılmış ve yalnızca İstanbul'daki Otto Keil'in mağazasında satışa sunulmuş. 1891'de Lorentz & Keil'den adını değiştiren Almanya-Avusturya kökenli kitapçı “Fournisseur du Sultan” yani Sultan’ın tedarikçisi olarak da biliniyor.  

İstanbul’un elit çevrelerine hizmet eden Otto Keil, kitapların yanı sıra renkli panoramalar, kartpostallar, taş baskılar ve daha birçok nadide eserler bulunuyordu. Grand Rue de Pera'da bulunan bu mağaza, İstanbul’un önde gelen isimlerine hitap eden bir sanat mabedi gibi işlev görüyordu.